Anadolu’da Tarih Öncesi Çağlarda Sanat
Sanat, insanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe sahiptir. İnsanın yaşam mücadelesi, yaşadığı çevre, yaşam şeklinde meydana gelen değişimler, ihtiyaçlar vb. faktörler sanatın doğmasında, gelişmesinde ve şekillenmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle insanlığın serüvenine paralel olarak sanat alanında da büyük değişim yaşanmıştır.

Coğrafî konumu, farklı iklim özellikleri ve zengin doğal kaynaklara sahip olmasından dolayı Anadolu, tarih boyunca değişik insan topluluklarının tercih ettiği yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan tarihi eserler bu durumu belgelemektedir.
Anadolu, yazının henüz kullanılmadığı Paleolitik Çağ’dan (MÖ 600.000 – 10.000) itibaren insanların yerleşim alanı olmuştur. Bu dönemde yaşayan insanlar avcılık ve toplayıcılıkla geçinmişler; yaşadıkları ortamda bulunan yabani sebze, meyve, bitki kökleri ve avladıkları hayvanları yiyerek beslenmişlerdir. İklim ve çevre koşullarının değişkenliği nedeniyle yeni besin kaynakları arayan insanlar, av hayvanlarını izlemişler ve küçük gruplar halinde konar-göçer bir tarzda yaşamışlardır.
Kaya sığınaklarının bulunduğu yerlerde mağara ve kaya altı sığınaklarında barınmışlar, bunların bulunmadığı yerlerde ise açık alanda kurdukları sığınaklarda yaşamışlardır. Dönemin sonuna doğru ateşin bulunması, tarih öncesi devirlerin en önemli gelişmesi olmuştur. Çünkü ateş; ısınma, aydınlanma, yiyecekleri pişirme, çanak çömlek yapma, madenleri işleme, haberleşme ve yırtıcı hayvanlardan korunma aracı olarak kullanılmıştır. Bu dönemde insanlar avlanabilmek ve diğer hayatî ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çeşitli alet ve silahlara ihtiyaç duymuşlardır. Bunun için doğada hazır buldukları taşları kullanmışlar, kırılgan bir özelliğe sahip olan çakmak taşından mızrak, ok ucu, el baltası, bıçak gibi aletler yapmışlardır.
Taştan yapılmış alet ve silahların yanında, ağaçtan ya da kemikten yapılmış mızrak uçları, takılar, idol adı verilen heykelcikler bu dönemin sanat açısından değerlendirilebilecek buluntuları arasında önemli yer tutar. Ayrıca mağara duvarlarına yapılmış olan resimler dönemin diğer önemli sanat eserleri arasında sayılabilir. Av sahnelerinin sıkça işlendiği resimlerde belli bir perspektif yoktur. Sahnelerdeki figürler genelde hareketli bir görünüme sahiptir. Kırmızı ve siyah renklerin hakim olduğu resimlerde kullanılan boyalar bitkisel ve mineral maddelerden elde edilmiştir.